6 Nisan 2025 22:58

"İş güvencesi ve örgütlülük hayati taleplerdir"

Esenyurt Sendikal Haklar Komitesi, "Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş" kampanyasına dair etkinlik düzenledi. Etkinlikte, "İş güvencesi ve örgütlülük hayati taleplerdir" ifadesi vurgulandı.

"İş güvencesi ve örgütlülük hayati taleplerdir"

Fotoğraf: Evrensel

İstanbul - İstanbul'da Esenyurt Sendikal Haklar Komitesi, Emek Partisi'nin başlattığı "Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş" kampanyasına dair etkinlik düzenledi. Etkinlikte konuk olarak Hukukçu Murat Özveri, Birleşik Metal İş Trakya Bölge Başkanı Beyhan Vatansever ve Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan yer aldı. Etkinliğin açılışında yapılan konuşmada Esenyurt'un fabrikaların yoğun olarak bulunduğu ve işçilerin yoğunluklu yaşadığı bir bölge olmasına rağmen sendikalaşma oranının çok düşük olduğu ifade edildi.

"Hukuk işçiden yana işlemiyor"

Etkinlikte ilk olarak Murat Özveri söz aldı. Türkiye'de işçi haklarına ilişkin yasal düzenlemelere dair konuşan Özveri, "Koşullara itiraz ettiğinizde kapı önüne koyuluyorsanız  pek çok mevzuat kağıt üzerinde kalıyor demektir. İş güvencesinin yokluğu 'ya işimi kaybedeceğim ya hakkımın arkasında duracağım' ikilemine girmek anlamına geliyor. İş güvencen yoksa itiraz hakkın yoktur, o işyerinin cezaevine dönüşüp dönüşmeyeceğinin kararını işveren verir" dedi.

İş davalarında taraflar açısından yaşanan eşitsizliğe de değinen Özveri, arabuluculuk uygulaması nedeniyle işçilerin dava açamaz hale geldiğini vurguladı.

Sendikal haklar anayasal olarak güvenceye alındığından sendikasızlaştırmanın anayasa ve uluslararası sözleşmeler açısından suç olduğunu ifade eden Özveri, pratikte bunun böyle işlemediğini patronların sendikalara açtığı yetki itiraz davaları üzerinden anlattı: "Türkiye'de itiraz davası ortalama 520 günde sonuçlanıyor. Bunların çoğunu biz kazanıyoruz ama o sendika itiraz süresince pek çok üyeyi kaybediyor. İtiraz davaları sendikaların lehine sonuçlansa da bu sendikların ancak yüzde 15'inde TİS hakkı kazanılıyor. Halbuki yapılmadı gereken tek şey itirazın yetki sürecini durdurmasının önüne geçmek. Ancak on yıllardır bu değiştirilmiyor. O nedenle bu 3 talep etrafında örgütlenen kampanya önemli" şeklinde konuştu. 

"Sendikalaşmak gittikçe zorlaşıyor"

Ardından söz alan Beyhan Vatansever ise sendikaların yetki alabilmek için işyerinin yüzde 50+1'ini örgütlemesi gerektiğini hatırlatarak, gün geçtikçe işyerlerinde bu oranı sağlamanın zorlaştığını, bunun da temel nedeninin işçilerin iş güvencesine dair güttüğü kaygı olduğunu ifade etti. 

Birleşik Metal İş'te örgütlü işçilerin bu sene grev yasağına rağmen fiili grevi devam ettirebildiğini ifade eden Vatansever, bunu sağlayabilmek için fabrikalarda daha sık yan yana gelmek gerektiğini söyledi.

"Bu 1 Mayıs'ı çok güçlü geçirmeliyiz"

Daha sonrasında Seyit Aslan söz aldı. 19 Mart'tan itibaren yaşananları, kayyım atanan belediyeleri ve muhalefete dönük operasyonları hatırlayan Aslan, "Bu hiçbirimizin güvencesinin olmaması demek, her türlü hukuksuzluğu yaşayabiliriz. Bu hukuksuzlukları ise ancak işçi, emekçilerin örgütlü mücadelesi sonlandırabilir" dedi.

Metal işçilerinin grev yasağını yırtması, Polonez işçilerinin ve Antep'te Başpınar işçilerinin elde ettiği kazanımları örnek gösteren Aslan, "Tüm bunlar işçilerin birleştiği zaman kazanabildiğinin göstergesidir" diye konuştu.

Grev hakkının birliğini ortaya koyma ve kazanım elde etme hakkı olduğunun altını çizen Aslan, "Bugün sermayenin saldırıları bu kadar pervasız hale gelmişken seçme ve seçilme hakkının ayaklar altına alınmasına karşı durmalıyız. Dün grevlerin milli güvenliği tehdit ettiğini iddia edenler bugün boykotun ekonomiye zarar verdiğini iddia ediyor. Demek ki sadece sermayenin kazandığını umursuyorlar" dedi.

Kampanyanın kapsadığı 3 talebin birbirinden ayrılmayacağını ifade eden Aslan, "Bu kampanyayla işçilerin örgütlenme taleplerini tartışmak ve kazanım elde etmek üzere bir çalışma sürdürüyoruz. Tüm haklarımıza saldırıyorlar. Grev yasağı da atanan kayyımlar da kadın cinayetleri de gençlerin eğitim hakkının engellenmesi de bunun örneği. Ve biz bu duruma karşı örgütlenmeden yeni kazanım elde edemeyiz. Bu nedenle de örgütlenmemizin önündeki engelleri kaldırmalıyız. Sermaye her alanda örgütlenebiliyor ama işçiler bu kadar özgür değil, biz de örgütlenebilmeliyiz" ifadelerini kullandı.

Aslan son olarak, yaklaşan 1 Mayıs'a dair çağrı yaptı: "Bu 1 Mayıs genel grev, genel direnişin tartışıldığı bir 1 Mayıs olmak zorundadır. Biz bu iktidara genel grev dersini verebiliriz. 1 Mayıs'a çok güçlü bir şekilde hazırlanmalıyız. Sendikal haklar için, tutuklanan 301 genç için, en temel haklarımız için 1 Mayıs'a en güçlü şekilde gitmeliyiz." (Evrensel)

Evrensel'i Takip Et